15 Şubat 1517
14.02.2015 20:45
15 ŞUBAT 1517
Mizancı Mirza KAHİRE FETİH VE KUTSAL EMANETLER
Mizancımirza@twitter.com
Yavuz, 1514'de Çaldıran zaferini kazandı ve şarkın kapılarını Osmanlı Devleti’ne açtı.
1513-1514 sonbahar ve kışını Edirne'de geçirerek İran seferi hazırlıklarını tamamladı. 20 mart 1514'te İstanbul'a hareket etti. 30 Martta Eyüp'e yakın Fil Çayırı'nda ordugâh kurdu. Ordu birliklerinin Anadolu yakasına geçmelerini bekledi. Eyüb Sultan'ı, babasının ve büyükbabası Fatih'in türbelerini ziyaret ettikten sonra bir savaş meclisi topladı. Bu toplantıya ''kalem-i fetva ve alem-i takva ile'' tanınmış ulemayı da çağırdı. Bunlar Şah İsmail ve yandaşları ile savaşmanın, kâfirlerle savaşmaktan öncelikli olduğuna ilişkin fetvalar verdiler. İki gün sonra İran Seferine yöneldi. Şaha gönderdiği mektubunda, zırh giyip kılıç kuşanarak atlandığını bildirdi.
Erzincan Ovası'ndayken Şah İsmail'in elçisi, Yavuz'u meydana davet eden bir mektup ve içinde esrar bulunan bir kutu getirdi. Yavuz da Şah'a, ''Gizlenirsen erkeklik sana haramdır. Miğfer yerine yaşmak, zırh yerine çarşaf giyerek serdarlık ve şahlık sevdasından vazgeç!'' yollu tahrik edici mektuplar ve kadın giysileri gönderdi. Sarp arazide güçlükle ilerleyen ordunun yorulduğunu, seferin ertelenmesinin uygun olacağını bildiren Karaman Beylerbeyi Hemdem Paşa'yı, Eleşkirt'te de eyleme geçen yeniçerilerin ele başlarını idam ettirdi. Ordunun Ağrı Dağı'na yakın Ovacık'ta konakladığı sırada İran ordusunun Çaldıran'da olduğu haberi geldi ve istirahat verilmeden Çaldıran Ovası'na yüründü. 23 Ağustos 1514 sabahı savaş düzenine giren taraflar kuşluk vaktinde saldırıya geçtiler. Yorgun Osmanlı ordusunun sol kolundaki bozulmada akıncı beyleri ve Rumeli askerlerinin çoğu fedailerinden Mir Sultan Ali, şahın kendisi olduğunu söyleyerek İsmail'i tutsak düşmekten kurtardı. Muharebe akşam karanlığında da sürdü. Her iki taraftan da birçok komutan ve binlerce asker kırıldı. Ordusu dağılan Şah İsmail, ordugâhını, hazinesini, harem çadırlarını bırakıp kaçtı. İbn Kemal'in deyimiyle ''Ordusu kurulu kaldı ve bohçalarda rengin dibaları dürülü kaldı.'' Osmanlı askerleri ganimete doydular. Ertesi gün divanı toplayan Yavuz, fetihnameler yazdırttı, tutsakları idam ettirip kendi askerlerine ihsanda bulundu. İzleyen günlerde Tebriz'e yürüyen Yavuz, 6 Eylül günü görkemli bir alayla kente girdi. 8 Eylülde Yakub Camii'nde Cuma Namazı kıldı. Tebriz'li sanatkar ve bilim adamlarından bin kişiyi İstanbul'a göç ettirdi. Çaldıran zaferini kalıcı bir başarıyla noktalamak için Karabağ'da kışlayıp 1515 baharında Şah İsmail'e bir darbe daha vurmayı tasarlıyordu. Ancak, Aras Irmağı geçilirken verilen kayıplar ve yeniçerilerin eskiyip yıpranmış urbalarını mızraklara iliştirerek başkaldırmaları, otağına kurşun atmaları üzerine dönüş emri verdi.

Bir Safevi minyatüründe Çaldıran Muharebesi tasviri.
Amasya'ya gelen Selim, 1515 baharında başlatılan Doğu Anadolu harekatı için İstanbul'dan destek birlikleri istedi. Bayburt, Kemah kaleleri teslim alındı. Rumeli Beylerbeyi Hadım Sinan Paşa, 12 Haziran 1515'te Turnadağ Savaşı'nda Dulkadiroğlu Alaüddevle'yi yenerek Maraş ve Elbistan'ı Osmanlı topraklarına kattı. 11 Temmuz 1515'te İstanbul'a dönen padişah, yeniçerileri ayaklanmaya yönelten Ocak Ağalarını, ikinci vezir İskender Paşa'yı ve Ulemadan Tacizade Cafer Çelebiyi Divan-ı Hümayun önünde idam ettirdi. Kasım ayında Edirne'ye gitti. Oradayken, gelen İran elçisi Selim'in katına çıkarılmadı gizli tutulan Mısır seferi için ulemadan fetva alındı. Bunu öğrenen Memlük Sultan Kansu Gavri, Selim'e gönderdiği ''Oğlum Hazretleri'' diye başlayan mektubunda, ''ikimiz dahi elhamdülillah İslam padişahleriyüz. Hükmümüz altında olanlar müminler ve muvahhidlerdür. Sufî gibi haricî değillerdür.'' diyerek seferi önlemeye çalıştıysa Memlük-Osmanlı orduları 24 Ağustos 1516'da Halep yakınlarında Merc-i Dabık'ta karşılaştılar. Muharebe ikindi vakti Memlük ordusunun yenilgisiyle sonuçlandı ve yaşlı sultan Kansu Gavri atından düşerek öldü. Halep, Hama ve Humus'un, Anadolu içlerinde de Malatya ve Divriği'nin alınmasından sonra Eylül ayında Şam ve Gazze zapt edildi. Sinan Paşa 21 Aralık 1516'daki Han Yunus Muharebesi'nde Canberdi Gazali'yi yenerken Selim de Mısır seferi için Şam'dan hareket etti. Kudüs'e yakın gelindiğinde ordudan ayrılan padişah burada ve Halilü'r-Rahman'da bulunan kutsal yerleri ziyaret etti. Karadan Mısır'a gidişte doğal bir engel olan Tih Çölü'nü aşan Osmanlı ordusu Kahire yakınlarına kadar ilerledi. Memlük Sultanı Tomanbay, onca hazırlığına karşın 22 Ocak 1517'deki Ridaniye Savaşı'nı kaybetmek üzereyken en cesur askerleriyle Osmanlı karargahına saldırdı. Selim'in otağı sanarak Vezir-i Azamın otağına girdi ve Sinan Paşa öldürüldü. Suikastın hedefini bulmaması üzerine, Tomanbay'ın savaş alanından kaçması sonucu belirledi. İki taraftan 25 bin kişinin öldüğü Ridaniye Muharebesi ardından Kahire kalesi alındı. Tomanbay'ın düzenlediği Kahire baskını binlerce insanın ölümüne neden oldu. Selim, 15 Şubat 1517'de Kahire'ye girerek ''Yusuf Nebi Tahtı''na oturdu.

Sultan Selim'in Kahire'ye girişini gösteren temsili resim
Her tarafa fetihnameler gönderildi. Uzun bir takipten sonra yakalanan Tomanbay idam edildi. İstanbul'da ve ülkenin büyük kentlerinde zafer şenlikleri düzenlendi. Bu sırada İstanbul'da şiddetli bir kış hüküm sürdüğünden, ''Galata Boğazı'' donmuştu. Bu nedenle de İstanbul Muhafızı Pirî Paşa, Selim'in ordu için istediği ''80 parça yarar gemi ve 20 parça kadırga''ile gerekli erzak ve mühimmatı gönderemedi. Oysa tersanede çok sayıda yeni gemi, ayrıca altı top gemisi, beş at gemisi yapılmıştı. Top gemileri o vakte kadar İstanbul Tersaneleri'nde yapılan teknelerin en büyükleri olup her birine çok sayıda top yerleştirilmişti. Destek donanması ancak 26 Mart 1517'de İstanbul'dan hareket etti. İskenderiye'ye ulaşan gemiler, Selim'e görkemli bir donanma gösterisi sergilediler. Mısır'da ele geçirilen hazineler ve ganimet malları bu donanmaya yüklenerek 15 Temmuz 1517'de İstanbul'a gönderildi. Aynı günlerde Kahire'ye gelen Mekke şerifinin oğlu Ebu Numeyy, Mekke'nin anahtarlarını ve ''Emanât-ı Mukaddese'' denilen, Hz. Muhammed'e ve sahabelere ait eşyayı ''İslam Padişahı Sultan Selim Han Gazi''ye teslim etti.